28 Şubat 2021’de, Winchcombe kasabası yakınlarında bir göktaşının parçalarını geride bırakan bir ateş topu Birleşik Krallık göklerini geçti. Bu, 30 yıldır İngiltere’ye düşen birinci göktaşıydı. Bilim insanları bu kesimleri çok süratli bir biçimde buldular ve onları çabucak uygun bir ortama taşıdılar. Pekala bu modüllerin araştırması nasıl sonuçlar verdi? Biz de bu yazımızda bu bahisten bahsediyoruz.
Kaynak: https://www.iflscience.com/rare-meteo…
Düşen bu uzay kayaları, çabucak tespit edilip toplanabildiği için neredeyse direkt bir asteroitten toplanmış örneklere benziyorlardı.
Göktaşı en az çeşitlerden biri olarak sınıflandırıldı. Yeni bir makalede, Londra Tabiat Tarihi Müzesi ve Glasgow Üniversitesi’nden bir ekip, göktaşının ilk laboratuvar analizlerini gerçekleştirdi ve uzay kayasının ağırlıkça yaklaşık yüzde 10 su içerdiğini, ve bu suyun Dünya’nın suyuna epey misal olduğunu buldu. Bu, karbonlu kondritler olarak bilinen bu göktaşları sınıfının, gezegenimiz çok gençken buraya su getirmede çok kıymetli bir rol oynamış olması gerektiğini gösteriyor.
Düşen göktaşının içinde bulunan her şey Dünya’nın dışından geliyor.
“Karbonlu kondritler inanılmaz derecede reaktiftir ve orijinal mineralojilerini ve bileşimlerini değiştirerek Dünya atmosferinde hızla bozulurlar. Ancak Winchcombe özelinde, bu göktaşının Dünya’nın etrafıyla tepkiye girmek için neredeyse hiç vakti yoktu, bu yüzden içerdiği yüzde 10 su dahil, içindeki her şeyin yüzde 100 dünya dışı olduğunu biliyoruz,’ diyor Glasgow Üniversitesi’nden çalışmanın muharriri Dr Luke Daly.
Ve göktaşının içinde yalnızca su bulunmuyor.
Numunede ayrıyeten değerli karbon ve nitrojen bazlı moleküllerin delilleri vardı. Bunların ortasında proteinlerin yapı taşları olan amino asitler var. Bunların suyla birlikte Dünya’daki ömrün evriminde kıymetli bir rol oynadığına inanılıyor. Winchcombe, epeyce az bir karbonlu kondrit çeşit göktaşı ve şimdiye kadar yalnızca 15 tanesi kayıtlara geçmişti.
Dr Daly, “Bildiğimiz şekliyle hayatın ortaya çıkma şansına sahip olması için iki anahtar şeye ihtiyacı var: su ve amino asitler gibi organik moleküller – Winchcombe göktaşı her ikisine de sahip” diyor.
Daly, ‘Winchcombe, bu tip göktaşlarının muhtemelen Dünya için önemli bir su kaynağı olduğuna dair en iyi kanıt çünkü içindeki su, bileşim açısından Dünya’nınkine epeyce yakın ve tıpkı vakitte organikler açısından varlıklı. Ve Winchcombe çok süratli tespit edilip toplandığı için Dünya’daki zamanına göre değişmediğini biliyoruz’ formunda devam ediyor.
Nesnenin inanılmaz süratli tespiti, 16 kamera ve araştırmacıların objenin nereye düştüğünü süratli bir biçimde takip etmelerine imkan tanıyan çok sayıda halka açık rapor sayesinde mümkün oldu.
Daly, ‘Gerçekten şaşırtıcı olan, Winchcombe’un atmosferimizden geçerken parçalanıp yanmamasıydı. Yere düşen modüller olduğu için inanılmaz şanslıyız. Göktaşı Dünya’nın atmosferine çarpmadan önce gerçekten küçüktü; sadece bir basketbol topu büyüklüğündeydi. Biraz farklı bir açıyla ya da biraz daha yavaş/daha hızlı yaklaşsaydı atmosferde tamamen yanacaktı’ diyor.
Şimdiye kadar bulduğumuz en saf uzay kesimlerinden biri.
Ortak müelliflerden Ashley King, ‘Winchcombe’un süratli erişimi ve ele geçirilmesi, onu tahlil için mevcut en bozulmamış meteorlardan biri yapıyor ve bilim beşerlerine, Güneş Sistemi’nin 4,6 milyar yıl önceki orijinal haline zaman içinde geriye dönük bir bakış sunuyor’ diyor. Şayet Birleşik Krallık’taysanız, bu olağanüstü göktaşının örnekleri Londra’daki Tabiat Tarihi Müzesi de dahil olmak üzere çeşitli yerlerde halka açık sergileniyor.
Siz bu mevzu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
