Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.
Hakan Fida’nın konuşmasının orta satırları:
Biz hiçbir zaman zulme taraf olmadık, burada da zulme taraf olmayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın vurguladığı gibi İsrail’den talebimiz, barış çağrımıza kulak vermesidir. Gazze’de tüm insanlık bölünmüş durumda. Ya büyük bir savaş ya da büyük bir barış olacak. Türkiye’nin amacı her zaman olduğu gibi barıştır.
Bizce İsrail’in bir tercih yapması gerekiyor. Filistinlilerin varlığını yok saymak, haklarını yok saymak, baskı ve zulüm uygulamak İsrail’e barış getirmemiştir ve getirmeyecektir. Biz Türkiye olarak sorunun tüm taraflarına sağduyuya çağrı yapıyoruz. Krizin yayılmasını önlememiz gerekiyor, aksi takdirde küresel düzeyde çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz.
“Türkiye olarak yapıcı bir anlayışla çalışmalarımızı sürdüreceğiz”
Bu konuda herkesin sorumluluk alması ve somut adımlar atması gerekiyor. Daha önce de vurguladığımız gibi Müslüman ülkelerin aktif rol oynamasını diliyoruz. Türkiye olarak yapıcı bir yaklaşımla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sayın Rasmussen’e ziyaretinden dolayı ayrıca teşekkür ederiz.
Rasmussen’in konuşmasının orta satırları:
Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına ilişkin mevzuat üzerinde birlikte çalıştık.
Yaptığımız toplantı son derece faydalı oldu. Ayrıca oldukça bilgilendirici bir toplantıydı.
Her ne kadar her konuda bakış açılarımız örtüşmese de, emin olduğumuz tek şey ikili çıkarlarımızın daha da gelişeceğidir.
“Türkiye’nin dünya siyasetinde ve Ortadoğu siyasetinde önemli bir rolü var”
Artık çok daha fazla diyaloğa ihtiyaç duyulan bir noktadayız. Türkiye’nin dünya siyasetinde ve Ortadoğu siyasetinde önemli bir rolü var. Gazze’deki durum hepimizi endişelendiriyor. Danimarka hükümeti Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırıyı kınıyor, destekleyemeyiz. Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu bir kez daha söylüyorum. Dediğim gibi her konuda fikirlerimiz örtüşmüyor. Ancak insani koridorlar ve barış süreciyle ilgili çalışmalarımızı sürdürmemiz gerekiyor. Bu durumdan gerçekten kaygılıyız. Bu noktada geçen hafta itibarıyla insani yardımlarımızı artırdık. AB’nin insani desteğini üç katına çıkarması da çok önemli.
Türkiye son derece değerli bir ortaktır ve son derece değerli bir rol oynayabilir.
İsveç’in NATO’ya başvurusunu da tartıştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılım protokolünü göndermesi bizi sevindiren bir adımdır. Bildiğiniz gibi İsveç bizim komşu ülkemiz ve onun NATO’ya katılmasının değerli olduğunu düşünüyoruz.
